Tahsis edeceğim
be sana tüm kalbimi. Kavuşamadı şu dünyanın fakiri sana. Yazıklar mı olsun
bana? Ülkede çoluk çocuk sevdaya aç be. Amma velakin mutlu olmalısın. Neden mi?
Harcadığın çaba sarf ettiğin onca emekler için. Öyle ya da böyle mutlu
olacaksın. Bak rica etmiyorum. Emrediyorum.
Öyle
mutlu ol ki; susuzluktan ölmek üzere olan çocuğun bulduğu bir bardak suyla
mutlu olduğu gibi.
Öyle
mutlu ol ki; son dakika da atılan galibiyet golünün sevincini yaşayan
taraftarların mutlu olduğu gibi.
Öyle
mutlu ol ki; gezip dolaştığı mağazanın camında % 90'a varan indirimi gören
kadının mutlu olduğu gibi.
Öyle
mutlu ol ki; çocuğun vapurda martıya simit atarken sevinç çığlıkları
eşliğinde mutlu olduğu gibi
Öyle
mutlu ol ki; mahalle maçında 5 gol atan çocuğun soğuk gazozunu yudumladığında
mutlu olduğu gibi.
Peki ya
ben mutlu olamayacak mıyım? Benim mutlu olmaya hakkım var mı acaba? Seven insanlar
her zaman mutlu olamıyormuş dedi ninem.
Mutlu olmam
için tutmak istedim, tam uzattım elimi biri çekiştirdi belimi. Hayat bırakmadı
seni bana. Kara delik gibiydi. Çekti iyice çekti içine delirtti beni. ben
tutunamadıkça seni alamazdım yanıma. Düşmene göz göre göre şahit olamazdım. sonra Ses
geldikçe parazitleşti kelimeler duyamadım sesimi.
Acaba kaç
saat daha uyumasam uykusuz kalacaktım.
Gelmek
isteyen gelir diye bir şey yok aslında. Sevmek isteyen gelirdi.
Senden hoşlandığımı
bilmiyorsun. Seni de kolay kolay sevemem zaten.
Sevmek
ayrı bir yapıt. Sevmek dediğin en gözde yemek. Aşk ise kavga etmek. Yemeğin tuzu
biberi. İçimden ne geçiyor biliyor musun?
Hiçbir şey
eski haline dönmeyecek. Her şey yeni bir hale, daha güzel bir hale dönecek. Senin
ve benim bir olduğumuz günlere. Maşallah demek lazım bana. Nazar değdirmeyin bu
sevdaya. İnşallah derseniz bana dualarımı kabul eder belki Mevla.
Bıkmazsan
eğer bu yaradan
Kavuşturur
seni yaradan
Ayrılamazsan
anadan
Savaşamazsın
karadan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder