Edebiyat

12 Aralık 2015 Cumartesi

Mor Bülten

Hani gözünü kapatıp açtığın zaman dakikalar çabucak geçer ya. Gözünü kapatıp açtığın zaman saatlerde geçer, günlerde geçer ya hani. Nefes alıp verdiğin zaman haftalarda geçer, aylarda geçer, yıllarda geçer.
Gözümü kapadım, bir daha açamadım. Mahsur kaldım, kendimi bir başıma bıraktım. Ne yıllar geçti ne aylar geçti nede haftalar.
Nefes aldım tam verecektim
boğazıma düğümlendi nefesim. Çaresiz kaldım. Neden acaba? Hiçbir şeye aklım ermiyordu artık. Zaten soru cevaplamaktan da hiç hoşlanmazdım. Nefessiz kaldım. Nefesim içime hapsoldu. Benim için ne günler geçti, ne saatler nede saniyeler. Sana susadım bir damla su bulamadım. Canıma susamıştım herhalde. İçimde bir sevda birikintisi vardı sana karşı. Yok olup gitmesinden korktum. Her gün onu daha çok severek önlemek istedim. İçimdeki sevda birikintisini gitmemesini engelledim kendimce. Ne kadar başarılı oldum orası muamma. Ama gittikçe daha da büyüdü. Daha çok büyüdü. Zaman geçtikçe sevda seli oldu. Bak görüyor musun? Başıma ne işler açtın. Sevda seli dediğim çok güçlü afetlerden biri. Ama sadece sevenlerin başına geliyor. Onları boğuyor. Dev dalgalarla tek başınasın ve tüm dünya uyuyor. Aşık olmanın tek kuralı. Dik duracaksın, yıkamayacaklar seni. Kimse sana yardım edemez. Bu sel canımı aldı benim. Canım şuanda nerede? Sevdiğim, canımdan sakındığım kadın nerededir kim bilir.  Sıkı giyiniyor mudur acaba? Elma sever mi? Nelerden nefret eder? Hiç birini bilmediğim halde onu nasıl bu kadar çok seviyorum. Yok yok bu sevmek olamaz. Sevseydim hayatta olamazdım galiba. Hoşlandığım zaman bu haldeysem kim bilir sevsem nerelerde olurdum şuanda. Kim bilir belki nerelere giderdim. Nereye gidersem gideyim unutamazdım. Gönlümden atarım seni derim ama atamam. Hava atmaya benzemez bu işler. Gönlümden atarsam eğer bedeli ağır olurdu.
Düşünüyorum olmuyor. Düşünmeyince yine olmuyor. Düşündükçe düşüme düşünmedikçe içime düşüyor gece gece. Tüm zaman dilimi benden intikam alıyordu sanki.

Yaz biterse geçer dedim, yaz bitti ama hala geçmedi.
Kış biterse geçer dedim, kış bitti ama yine geçmedi.
Geçer elbet dedim. Geçer dedim. Ömür bitti ama hiç geçmedi.

Hani bir suçlu için kırmızı bülten çıkarırlar da tüm dünyada onu ararlar ya hani. İşte tamda ona benzer bir şey yok mu aslında. Sevenler sevdikleri için mor bülten çıkarsalar. Tüm dünya da sevdiklerini bulsalar. Dünya olmasa da olur. Türkiye’de olsun yeter. Keşke olabilse dimi. Ama rengi pek olmadı mı acaba? Neden mi mor? Mor rengini çok severdi. Ya da ben öyle zannederdim?
Yahu ne olurdu biraz daha görebilseydim? Ulan hayat bile beni sevmesinler diye uğraşırken insanlar niye sevsin ki? Hem beni niye seviyorsunuz ki! Beni asla sevmeyin. Belki sevilme hakkım bir tane kalmıştır.

Bırakın o sevsin. Siz niye seviyorsunuz. Beni sevmeye kalkanı döverim ha. Sevmeyin beni ya valla. İşiniz rast gitmez. Gerçekten. zaten tipsiz çirkin birisiyim. Hem niye sevesiniz ki beni. Ben yine iyi değilim…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder